Bilim, Türk Bilim
Adamları, Bilim Teknik
üretkenlik dizin konular arama bookmark

 

NÜKLEER ENERJİYE "EVET" Mİ "HAYIR" MI?

Mahir AYDIN

Değerli sınıf arkadaşlarımdan biri Türkiye'de nükleer santral konusunun yeniden gündeme geldiğini ve bu konuda düşüncelerimi açıklamamı istedi. Kanada'da çalıştığım firmanın nükleer santral işletmesi dolayısıyla bu konuyla ilgilendiğim için bir yazıyla bildiklerimi özetledim. "Biz öncekilerin yapamadığını yaparız" zihniyetiyle AKaPe hükümetinin santral yapımını çok istediğini sanıyorum. Hızlı tren trajedisi gibi yine bilgisizce ve birkaç satılık uzmanın kafa sallamasıyla bu işe kalkışmaları çok muhtemel. İşte arkadaşıma konuyla ilgili verdiğim cevap:

Değerli Arkadaşım,

Öncelikle uzun seneler bu konuya gösterdiğin duyarlılık ve çabalarından dolayı seni tebrik ederim.

Konu üzerindeki düşüncemi hemen belirteyim: Bence nükleer santral kurulması bugünkü şartlarda doğru olmaz. Sebeplerini söyle sıralayabilirim:

1. Herhangi bir konuda bir ihtiyaç belirdiğinde önce durum değerlendirmesi yaparız ve elimizdeki imkanları yeterince kullanıp bu ihtiyacı karşılamaya çalışırız. Bugüne kadar Türkiye'de birçok termik ve hidrolik santralı ziyaret ettim. Kanada'daki işletmelerle karşılaştırdığımda bizdekilerin daha az verimle çalıştığını gözlemledim. Örneğin 2004'te Batı Anadolu'da ziyaret ettiğim 600MW'lik bir kömür santralında 900 kişinin çalıştığını öğrendim. Benim Kanada'da çalıştığım firmanın 4000 MW'lik bir kömür santralı ise 600 kişi ile işletiliyor. Luzumundan fazla insanın bulunması bürokratik tabakalar yaratarak işletmeyi daha da verimsiz kılıyor. Elimizdeki tesisleri verimli kullanmadan büyük harcamalarla nükleer santral kurulmasını teknik ve finansal açıdan anlamam mümkün değil. Bence ilk yapılacak iş, yerli ve yabancı uzmanlardan kurulacak 4-5 kişilik ekiplerle verimlilik araştırmalarının ve performans testlerinin yapılmasıdır. Bunu takip edecek modernleşme yatırımlarıyla yeni santrallara gerek kalmadan kısa zamanda ve az masrafla önemli kapasite artımı sağlanacağından hiç şüphem yok.

2. Senelerdir Türkiye'deki hidrolik potansiyelin yeterince değerlendirilemediği söylenir. Öğrendiğime göre DSİ'nin fizibilite çalışmasını yaptığı projelerin özel sektör tarafından geliştirilmesi için çalışmalara başlanmış. Bu olumlu bir adım. Değerli tarım arazilerini ve arkeolojik bölgeleri şu altında bırakmayacak şekilde bütün hidrolik potansiyeli değerlendirilmesine nükleer enerjiden daha fazla öncelik vermeliyiz.

3. Enerji konusunda Türkiye'nin en acil ihtiyacı gaz depolama tesisleridir. Bu konuda şimdiki ve geçmiş hükümetler tam anlamıyla sınıfta kaldı. Yıllardır Tuz gölünün altında gaz deposu kurulması konuşulur, bir türlü gerçekleştirilemez. İşimiz Rusya'dan ve İran'dan gelen üç boru hattına kalmış. Böyle bir risk ortadayken nükleer enerjiye odaklanmayı doğru bulmuyorum. Tekrar Kanada'dan örnek vereyim: Yaşadığım Ontario eyaletinin nüfusu 10 milyon civarında ve elektrik tüketimi Türkiye'ninkine yakın (135TWH). Eyaletin gaz ihtiyacını yaklaşık üç ay sağlayacak kadar yer altı depoları mevcut. Hükümetimiz çabalarını nükleer santral yerine acilen gaz depolamaya yönlendirmelidir.

4. Santral teknolojileri arasında kurulma süresi en uzun olan nükleer enerjidir. Bir nükleer santralin (örneğin 1000 MW) çevre etki değerlendirme çalışması, gerekli izinlerin alınması, tasarımı ve inşaası en az 8 seneyi buluyor. Benzer büyüklükteki bir kömür veya hidrolik santralini 6 yılda, kombine çevrim santralini ise 4 yılda bitirmek mümkün. Dolayısıyla acil çözüm için nükleer santrallar en son düşünülmesi gereken bir seçenek.

5. Belki de nükleer enerji konusunda en yanlış bilgilendirme enerji maliyetleri üzerinde yapılıyor. Taraftarları nükleer enerjinin en ucuz olduğunu ısrarla iddia ediyorlar. Benim yaptığım araştırmalar bunun tersini gösteriyor: Bugünkü şartlarda Kuzey Amerika'da yeni bir kömür santralin toplam enerji maliyetinin 5 cent/kWh, nükleer santralinin ise 7 cent/kWh civarında olacağını sanıyorum. Hidrolik santralin maliyeti kömür santralina yakınken kombine çevrim santralınki (son beş senede doğal gaz fiyatının üç kat artması dolayısıyla) nükleere eşit durumda. Bu değerlerin içinde ilk yatırım (kapital), işletme, yakıt, santral kapatma ve atık nükleer yakıtın uzun seneler depolanması masrafları dahil. Sadece ilk yatırım maliyetini (MW başına) karışlaştırdığımızda da durum farklı değil: Ortalama olarak nükleer - $3.0 milyon, kömür - $1.6 milyon, kombine çevrim - $0.8 milyon, hidrolik santral - $2.0 milyon civarında. Bu değerler (nükleer santral hariç) son senelerde yeni kurulan santralların ortalama fiyatlarını aksettiriyor. Ancak son 30 senedir dünyada kurulan yeni nükleer santral sayısı çok az olduğundan, nükleer enerji maliyeti tahminlerinde belirsizlik var. Ayrıca ülkelerin kendi nükleer sanayilerini geliştirmek için yaptıkları yardımların boyutu da kesin bilinemediğinden gerçekçi bir maliyet karşılaştırması yapmak kolay değil.

Kısaca Kanada'daki durumdan da bahsedeyim. Bu ülkedeki nükleer santralların %90'ı bulunduğum Ontario eyaletinde kurulu. Ben halen bu santralları işleten firmada çalıştığım için aşağıda vereceğim bilgiler sadece medyada yayınlanmış bilgilere dayalı olacak: Eyalette toplam 5 santral ve her santralda 4 reaktör bulunmaktadır. İlk reaktör 1971'de, sonucusu da 1993'de devreye girdi. Toplam kurulu nükleer kapasite 14bin MW civarında. Otuz seneden fazla süren nükleer işletme esnasında çevreye önemli hiçbir sızıntı olmadığı ve güvenlik (safety) tehlikesi yaratmadığı biliniyor. Ancak teknik nedenlerle 1990'ların ortalarında 8 eski reaktör kapatıldı. Bu reaktörlerden 4 tanesi yenilenerek 2003 ve 2005 arasında tekrar devreye sokuldu. Şimdiki eyalet hükümeti seçimlerde bütün kömür santrallarını (9,700 MW) çevreye zarar verdikleri için 2007'ye kadar kapatma sözü verdi. Seçildikten sonra ilk olarak 40 senelik 1200 MW'lik bir kömür santralini 2005'de kapattırdılar. Verdikleri sözün gerçekçi olmadığını gören hükümet diğer santralları kapatma tarihini 2009'a erteledi. Bunun daha da ileri bir tarihe erteleneceği büyük bir ihtimal. Eyaletteki işlenmemiş hidrolik kaynakların çok az oluşu ve doğal gaz teminindeki zorluklar göz önüne alındığında geriye önemli bir seçenek olarak sadece nükleer enerji kalıyor. Bunu fırsat bilen nükleer lobisi toplumu yönlendirebilmek için son aylarda büyük bir kampanya başlattı.

Bu arada kömür sektörü de boş durmuyor. ABD'de önümüzdeki 500 seneye yetecek kadar büyük kömür yataklarının bulunması çevreye daha az zarar verecek teknolojilerin gelişmesine yol açıyor. Şimdiden kömürün zararlı etkilerini (toz, sülfürdioksit, azotoksit, civa ve karbondioksit) önemli ölçüde azaltan sistemler geliştirildi ve bunlarla donanımlı 120 kömür santrali inşa ediliyor. Kömürden sentetik gaz üretilmesi ve bu işlem esnasında kömürdeki zararlı maddelerin arıtılması üzerine de önemli çalışmalar var. Halen dünyada sentetik gazla çalışan dört santral kurulmuş durumda, yenileri de tasarım halinde. Nükleerciler biraz daha geç kalırlarsa, geleceğin piyasasını temiz kömür santrallarına kaptırma ihtimalleri de mümkün.

Yazdıklarımı özetleyerek bitireyim: Kömür ve doğal gaz santralları ile karşılaştırıldığında, nükleer santralların doğaya zararlı etkileri yok denecek kadar azdır. Ancak kurulmaları uzun süre alır, pahalıdırlar ve nükleer atık meselesi hala çözülememiş durumda. Bu önemli sorunlar varken ve elimizdeki imkanları yeterince değerlendirmeden nükleer santral kurulmasını ben doğru bulmuyorum. Eğer nükleer santral taraflarının iddia ettiği gibi yeni santral teknolojileri diğer teknolojilerden daha üstün ise, batı ülkelerinde yeni nesil nükleer santralların kurulmasını bekleyelim; neticeden tatmin olduğumuzda biz de nükleer santrallarımızı kurmaya başlarız. Sanırım bunu gerçekleşmesi de 20 seneyi bulacak.

Hoşça kalın. Enerjiniz bol olsun.

Mahir Aydın
2006
www.TurkElektrik.com


EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

© 2000-2008
ilker Fıçıcılar
F.U.E.L
Bilim
www . Bilim Bilmek . com

 
arama 
 



yenilik 

Ek Para Kazanma
Internet ek gelir elde etmede en pratik yol için tıklayın.


önemliler 


» KYK Yurtları
» Bursa Yurtları
» Burs Rehberi


anımsatma 


Mail Adresi Bulma
Aradığınız kişinin emailini,
ad soyadını arayarak öğrenin:

www.Turkce-Arama.com



Zengin Olmanın Yolları
Akıllıca Kullanılan Kredi Kartı ile
Para Kazanmak Mümkün

ParaKazanmaYollari.com



Türkçe Arama Motoru
Video, Altyazı, Email, Kişi
ve Site Arama, Yenilenen
Türkçe Arama Motorunda:

www.Turkce-Arama.com


bir not 

Bilim, teknoloji ve diğer alanlarda kalkınabilmek için bir ulusun kaynaklarını kendi içinde tutması zorunludur. Kaynaklarımızı yerel sanayiciye aktararak, yabancı mal almayarak teknolojik kalkınmamızı destekleyebiliriz. Bize hiç gerekmeyecek alanlarda değil, ihtiyaç duyduğumuz alanlarda araştırma yaparak bilimde ilerleyebiliriz.

Türkiye'nin bilimsel hedefleri için tıklayın:
vizyon2023.tubitak.gov.tr


NEDEN NÜKLEER SANTRALLARA HAYIR?


!! DİKKAT !!
Nükleer Santral Dışa Bağımlılığı Arttırır
Yakıt çubuklarının sürekli olarak dışarıdan alınması gerekiyor.


Ücretsiz Kitap için Tıklayın:
Karşılaştırmalı Sümerce ve Türkçe



bir site 


akunar.blogspot.com
akunar.blogspot.com - Çevre ve
Enerji
Enerji, Nükleer Enerji ve Çevre

Enerji, Nükleer Enerji, Çevre, Entropi, Kaos, Termik Santrallar, Bilim, Biliminsanı ve Muhendislik Etiği üzerine yazılar.


bir site 


OnaylamıYorum
onaylayorum

Sizin gönderdiğiniz sizin puanladığınız nitelikli haber ve yorumlar


bir kitap 



Tanrı Yanılgısı
Richard Dawkins

Daha önce insan davranışları, canlılar ve genetik hakkında çok ilginç çalışmaları olan Richard Dawkins'in bu eseri pek çok tartışmaya yol açıyor.


seçilenlerden 

Evrim Teorisi
Robot Sistemlerin Kontrolü
Örnek Temelli Bilgisayar Çevirisi
El-Biruni
Robotik
Pardus'a Göç
Fotovoltaik Modül Üretimi
Burs Rehberi
Değerli Bilim İnsanları


MSN Adresi Bulma
www. Turkce-Arama .com


Didikle Arama Motoru
www. Didikle .com



Şip Şak Çeviri

SipSakCeviri.com
 
Akademik
Makale Çevirisi
Özet Çevirisi
ve
Makale Redaksiyonu

Dosyanızın fiyatını otomatik hesaplatabilir, çevirinin ilerleme durumunu cep telefonunuzdan WAP ile izleyebilirsiniz!...

reklam 

AdBux ile Para Kazanma
Internet ile ek gelir elde etmek için tıklayın.


Turkish - English Translation

Expert Translators
for
Academical
Articles & Theses
Abstracts

SipSakCeviri.com




Linux ile Robotik
Dr Jay Newman

 Robotlara meraklıysanız kaçırmamanız gereken bir kitap.



en çok okunanlar 

Burs Rehberi 2008
Evrim Teorisi
Robotik Ekitaplari
Çeviri Programları
Godel Escher Bach
Neden Nükleer Santrallere Hayır
Türkçe Eğitim Yapılmalı
Değerli Bilim İnsanları
Nükleer Enerjiye Evet mi Hayır mı
Kitap Okuma Alışkanlığı
Robot Sistemlerin Kontrolu
Bilim Dili ve Terim Sorunu
TÜBA Evrim Teorisi Duyurusu
Nükleer Santraller
AKP İlerleme Yönünde Bir Engel



bir karikatür 
Boş ve Dolu - Semih Poroy - Cumhuriyet Gz.
büyütmek için tıklayınız

reklam 



Kriptografi / Şifrelerin Matematiği
ODTÜ Yayıncılık

Şifrelerin matematiksel sistemlerle ifade edildiği kriptografi bilimi


duyurular 

Evrim Teorisi


Bilim Ekitapları


İngilizce Değil Türkçe Eğitim Yapılmalı



köşe yazısı 


"Türkiye'de Bilim Var mı?"

"Berker Fıçıcılar'ın üniversitelirimizdeki bilimsel yeterliliği incelediği yazısı.



bir kitap 



Nanobilim ve Nanoteknoloji
ODTÜ Yayıncılık

Parçaları atomlardan, moleküllerden oluşan bir lego ile kim oynamak istemez ki?



tanıtımlar 



Yapay Sinir Ağları
Prof. Dr. Ercan Öztemel




Dünyayı Değiştiren Beş Denklem
Tübitak Yayınları



Evrim Teorisi
ve Bağnazlık


Evrim Kuramı ve Bağnazlık
Cemal YILDIRIM






Search the Web